4 Kasım 2010 Perşembe
AÇIYORUM, KAPIYORUM, BEN BU İŞİ ÇOK SEVİYORUM!
anaakım medyanın siyasi iktidarın sansürüne tabi olduğu durumlarda internetin alternatif bir haberleşme aracı olarak ne kadar işe yarayabildiği iran'da ahmedinejad'ın bir dönem daha iktidarda kalmasıyla sonuçlanan seçimlerin ardından doğan eylem dalgasında ortaya çıkmıştı. insanlar; bloglar, twitter ya da youtube üstünden anaakım medyada yayınlanmayan ve asla da yayınlanmayacak olan resimleri, videoları, yazıları birbirleriyle paylaşıyor, bir nevi anaakım medyanın kontrolündekinin yanında bir "paralel kamuoyu" yaratıyorlardı.
dar anlamıyla siyasi iktidarın doğrudan bir sansürü olmadığı koşullarda dahi sokaktaki sıradan insanın değil, bağlı bulunduğu sermaye grubunun çıkarlarını temsil eden medya kuruluşlarının, yaşadıkları ülkenin, dünyanın işleyişiyle gerçekten derdi olan insanların görüşlerini, yaptıklarını "tarafsız" bir şekilde yayınlamalarını beklemek saflık olur. bu noktadan hareketle görece demokratik bir işleyişi olan internetin pek çok ülkede sansür ve yasaklara tabi olması anlaşılabilir.
televizyonlarda konuşan, yazıları gazetelerde basılan "ünlü"lerin bloglara, ekşi sözlük'e vs. karşı duydukları nefret, işin sadece (en dar anlamıyla) siyasi düzenin muhafaza edilmesiyle ilgili olmadığını ortaya koyuyor bence. (sosyolojideki adıyla) "milieu"lerin kendi ayrıcalıklarını, söz söyleme iktidarlarını savunmak istemeleri söz konusu. engin ardıç yazsın, sen-ben yaz(a)mayalım, okan bayülgen konuşsun, biz susalım!
youtube yine yasak! "atatürk'e hakaret" sorununun çözülmesinin hemen ardından "deniz baykal'ın götünü kurtarma" operasyonu geldi, açılan youtube yine kapandı. (bu cümledeki "göt" sözlük anlamında, zira derdimiz deniz baykal'ın götünün gözükmemesi!) söz söyleme tekelini elinde bulunduranların, bu tekelin delinmesine, hatta delinmesi ihtimalinin ufukta belirmesine bile katlanamadıkları ortada. yasakçı zihniyetin derdi, ne "atatürk'e hakaret", ne de "deniz baykal'ın götü"... esas mesele, bugüne kadar söz söyleme tekelini elinde bulunduranlarla hangi sözlerin söylenebileceğini belirleme tekelini elinde bulunduranların tekellerine dokundurmamak istememesi...
youtube yasağı hakkında düşünerek bir şeyler anlaşılmasına anlaşılabilir de, anlayabildiğim(iz) "bazı şeyler". "her şey"i anlamak namümkün! zira bir şeyi rasyonel bir değerlendirme sonucunda anlayabileceğinizi iddia ettiğinizde, o şeyin rasyonel olması gerektiğini söylemiş olursunuz aynı zamanda.
bu yasağı anlamak için ciltlerce kitap okumanıza, sosyolog, siyaset bilimci falan olmanıza gerek yok. ihtiyacınız olan teorik birikimi "aç kapa, aç kapa, artema!" reklamında bulabilirsiniz! karşımızdaki "ben iktidarım, istediğimi yaparım"ın ifadesidir ve iktidarın güç gösterisi rasyonel davranarak değil, bilakis iktidar sahiplerinin keyfiyeti insanların gözüne sokularak yapılır...
Aç Kapa Artema Reklam
Hochgeladen von Fikirbenim. - Sieh vorgestellte Filme und komplette TV Shows an.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Yasa öyle diyor ama... Guguk devleti değilmişiz bakan öyle dedi geçen. Yasa kendi kendini vareden birşey sanırım. Yasa ne diyorsa doğrudur. Şu anki yasalarla ve uygulamalarla sadece Youtube değil binlerce site Artema'ya dönecek.
Bu arada yazıyı çok beğendim eline sağlık
Yorum Gönder