dün taraf gazetesinde murat kapkıner'in eşcinsellik, hastalık, günah konularına değindiği bir yazı yayınlanmış. eşcinselliğin neden basitçe "günah" olarak adlanrılamayacağını, kısacası neden "hastalık" olduğunu anlatıyor kapkıner.
"batı"da homofobiyi islama içkin bir özellik olarak göstermeye dayanan ve sözde eşcinsel haklarını koruma adına yapılan bir ayrımcılık - ki bu ayrımcılığa "homomilliyetçilik" adı verilmeye başlandı bir süredir - benim de konu hakkında yazmama yol açmıştı. uzunca (ancak ne yazık ki arapça bilmemem yüzünden çevirilere ve ikincil literatüre dayanan) bir araştırma sonrasında "islam dünyası"nda 18. yüzyılda "eşcinsellik"in keşfi (daha doğrusu "batı"dan ithali) ve öncesinde homoerotik ilişkilerin "islam dünyası"nın incelediğim bölümünde (arapça konuşulan ülkeler, iran ve türkiye) nasıl görüldüğüyle ilgili kapsamlı bir makale yazmıştım. bu yazı ne yazık ki almanca ve 25 sayfalık bir yazıyı türkçe'ye çevirmek (ki çevirmeye üşenmesem dahi uzunluğu itibariyle blogda yayınlamak) zor olduğundan almanca bilen bir azınlığa istek olursa mail yoluyla ulaştırmayı önerebilirim.
kapkıner şöyle demiş:
"mesela demek istiyorum ki bir müslümanın eşcinselliğe günah ya da sevap diyebilmesi için o fiili anlaması, bilmesi gerekir. ki yaratılışı bozulmamış değil mümin hiçbir insan bu fiili esasen anlamaz, bilmez. biliyorum, anlıyorum dediği anda, o anomaliden kendisinde de kısmen var olduğunu çıkarırız. ve çıkarsama hiç de sağlıksız değildir. bir felsefî sonuçtur. yaratılışı bozulmamış insan, anlamak bir yana ilkin tiksinti duyar."
kısacası eşcinsel anormaldir, müslüman normaldir. dolayısıyla müslüman dediğin eşcinselden tiksinir. bu da iyidir, doğrudur, zira "felsefi bir sonuçtur".
"islam dünyası"nda tarihte homoerotik ilişkiler cezalandırılmışsa da, "batı"da olduğundan çok daha hoşgörüyle yaklaşılmıştır. hatta öyle dönemler olmuştur ki, oğlanlara yazılan aşk şiirlerinin sayısı kadınlara yazılanları aşmıştır. "eşcinsel" kavramının ithali, ancak napolyon'un ordularının mısır'ı işgali sonrasında "batı"nın gücünün, "islam dünyası"nın geri kalmışlığının kabulü ve bu durumdan çıkış yolları aranması sonucunda avrupa'da türemiş düşünce kategorilerinin üstlenilmesi, uyarlanmasıyla gerçekleşmiştir.
aynı dönem arap milliyetçiliği ya da islamcılık gibi birçok siyasi akımın doğuşuna tanıklık eder. kısacası islamcılık belirli bir tarihi olan bir siyasi harekettir. ve eşcinsellik karşısında takındığı tutum islam'dan çok doğduğu çağdan, o çağa egemen olan düşünüş biçiminden, avrupa'da üretilmiş "eşcinsel" kimliğinden (ve bu kimliğe yapışık olarak gelen homofobiden) etkilenmiştir.
yine kapkıner:
"eşcinselliğe günah derseniz afife kadın ve afif erkekleri aşağılamış olur, onların da potansiyel birer eşcinsel olduklarını söylemiş olursunuz. (sen buna müsaitsin demiş olursunuz.)"
islamcılığın doğuşu öncesi (ki homofobinin islamcılığa özgü olduğunu savunmuyorum, "islam dünyası"ndaki milliyetçilikler de daha az homofob değildir) müslüman coğrafyalarda kabul gören düşünce tam da kapkıner'in olmaması gerektiğini söylediği şeydir: erkekler erkeklerle cinsel ilişki kurabilir, günahtır, uzak durmak gerekir vs.
herkesin işleyebileceği bir günahtır hem de, hastalık, sapıklık vs. değil. belirli bir insan tipinin ("eşcinsel") anomalisi değil, herkesin yapabileceği bir hata...
homofobi her koşulda iğrenç bir şey, insanların bilmedikleri şeyler hakkında yazmaları da öyle...
PS binbir gece masalları'nın sansürsüz bir versiyonunu bulup okuyun.
3 yorum:
Ben yazacaktım dün bu hadiseyi ama tatile çıkacağım diye saldım kendimi o yüzden bıraktım. homofobik bir toplumuz o yüzden çok yadırgamıyorum. taraf'ta yazılması ilginç o kadar. aslına bakarsan onların da demokrat duruşlarının gayet sahte olduğunu biliyorum
Din konusunda cok sacmaliyorlar. Ahmet Altan ateist, diger solcu kilikli keci sakallinin adi neydi, o da ateist. Diger yazarlarin da büyük bir kismi ateist bildigim kadariyla. Bence islamcilarin türkiye'yi degistirecek güc olduguna inaniyorlar su dönemde. O yüzden islamcilara yaranmak icin böyle zeka seviyesi cok düsük yazilar basiyorlar. Bunlar eski marksist oldugu icin bu tarzda siyasi cözümlemeler yapip sonra onlarin isiginda pragmatist tavirlar almayi cok seviyorlar. Marksist olmaktan vazgecmisler ama marksizimin en kötü aliskanliklarini birakmamislar. Böyle strateji pesinde kosan insanlardan kimseye hayir gelmez bence.
Hiç prim bile vermemek lazım bu tür saçma söylemlere. Ayrıca homofobiklerin gizli eşcinsel çıkma oranı da fazla oluyor, biliyorsunuz. Viva LGBT :)
Yorum Gönder