26 Ağustos 2010 Perşembe
DEVLETLE YAZARIN RÖVANŞ KARŞILAŞMASI
doğan akhanlı türkiye'den almanya'ya göçmüş milyonlarca insandan biri. almanya'ya çalışıp para kazanmak için gelen birinci kuşaktan değil, askeri darbenin üzerinden buldozer gibi geçtiği türkiye solunun 12 eylül'den sonra soluğu almanya'da alan kesiminden.
12 eylül'ün ardından yeraltına geçmiş akhanlı. 1985 yılında yakalanmasının ardından eşiyle beraber, çocuklarının önünde işkence görüşlerini yıllar sonra anlatmıştı. 1987 yılına kadar kaldığı askeri cezaevi, örgüt sınırlarını aşan dostluklarla bir anlamda hayatını değiştirdi ve dostluğun, yoldaşlığın "aynı" olmaktan geçmediğini öğretti. yıllar sonra yazacağı romanlar hep hapisliğin izlerini taşıyacaktı.
hapisten çıktıktan sonra kabuğuna çekilen akhanlı 1991 yılında almanya'ya kaçarak iltica etti. almanya'da siyasi mülteci olarak kabul edilen ve türkiye tarafından vatandaşlıktan çıkarılan akhanlı, o zamandan bu yana köln'de yaşıyor. ya da daha doğrusu yaşıyordu, çünkü doğan akhanlı 8 ağustos'tan bu yana türkiye'de, metris cezaevinde ikamet ediyor.
babasının ölüm döşeğinde olması nedeniyle türkiye'ye gitme riskine giren akhanlı annesinin ve abisinin ölümlerinde yanlarında olamadığını, aynı şeyi bir kez daha yaşamak istemediğini söylüyor.
1989 yılında istanbul'daki bir döviz bürosunda gerçekleşen ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan soyguna katıldığı gerekçesiyle tutuklanan akhanlı, olayla herhangi bir ilgisi olduğunu redderken; doğan akhanlı'yı şüpheli durumuna düşüren ifadenin kendisi, tanığın ifadeyi ağır işkence altında verdiğini söyleyerek geri çekmesi nedeniyle - en hafif ifadesiyle - "şüpheli" durumda. soygun sırasında ölen insanın oğulları da, doğan akhanlı'nın tutuklanmasının ardından 13 ağustos'ta verdikleri ifadede yazarın eyleme katılanlar arasında olmadığını söylediler. ancak bu bilgiler savcı hüseyin ayar tarafından hakime iletilmediğinden tutukluluk durumu devam ediyor.
1998 yılında türk vatandaşlığından çıkarılan ve daha sonra alman vatandaşlığına geçen akhanlı'nın tutuklanması, uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir biçimde alman konsolosluğu'na bildirilmezken, savcı ayar bu durumun yazarın "türk vatandaşı" olmasından kaynaklandığını iddia ediyor. yani kısacası "devlet baba" istediği zaman vatandaşlıktan atar, işine öyle gelirse de keyfince yeniden vatandaş yapıverir adamı, devlet büyüktür.
akhanlı almanya'ya iltica ettikten sonra yazmaya başladı. ve yazarken 12 eylül'le, ermeni soykırımı'yla, ama aynı zamanda dünyayı değiştirmek, devrim yapmak isteyen insanların hatalarıyla da hesaplaştı elinden geldiğince. "geçmişin unutulmaması için" yazmaya karar verdiğini söyleyen yazar, aynı zamanda soykırım ve benzeri vahşetlerin boyutunun su yüzüne çıkarılmasına yoğunlaşan "recherche international" derneğinde çalışıyor. akhanlı geçmişte yaşanan vahşetlerin unutulmaması, ama bu "hatırlama" eyleminin aynı zamanda daha fazla nefrete değil, insanlar arasında diyaloğa ve benzer vahşetlerin tekrarlanmamasına hizmet etmesi için uğraş veriyor.
"akhanlı geçmişte 12 eylül faşizmine karşı mücadelesi nedeniyle hapsedildi ve işkence gördü" diyor ragıp zarakolu. bugünse devlet belki bir yandan 1991'de elinden kurtulan "vatandaş"ından rövanşı almaya çalışıyor, bir yandan da hrant dink cinayetinin aydınlatılması için emek harcayan, ermeni soykırımı'nın unutulmaması için "kıyamet günü yargıçları"nı yazan doğan akhanlı'ya aktüel "suç"ları karşısında "devletin büyüklüğü"nü hatırlatıyor.
doğan akhanlı, sen, ben ve daha milyonlarca insan 30 yıldır her gün 12 eylül'ü yeniden yaşıyoruz...
bill murray'nin her sabah aynı güne uyandığı "bugün aslında dündü"nün absürd bir korku uyarlaması bizim yaşamımız...
Etiketler:
doğan akhanlı,
edebiyat,
türkiye
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder