20 Aralık 2010 Pazartesi

MUMİA'YI ÖLDÜRMEK İSTİYORLAR!


mumia abu-jamal, 29 yıldır işlemediği bir cinayet nedeniyle idam mahkumlarının kaldığı bir koğuştaki hücresinde yaşıyor. ancak "sessizlerin sesi" mumia'yı susturmak için bu cinayeti üstüne yıkanlar amaçlarına ulaşamadılar: mumia'nın sesi kalın cezaevi duvarlarının arkasında da o kadar gür ki, bugün hala dünya çapında ırkçılığa ve idam cezasına karşı mücadelenin sembolü durumunda.

abdli siyah gazeteci, ilk gençlik yıllarından bu yana ırkçılığa, polis şiddetine ve savaşlara karşı mücadele ediyor. 70li yıllarda kara panterler'in basın sözcüsü olarak başladığı uzun yürüyüşünü bugün bağımsız gazeteci olarak sürdürüyor. yazdığı yazılar, dünya çapında - türkiye'den evrensel gazetesi'nin de aralarında bulunduğu - birçok gazetede, internet sitesinde yayınlanıyor. egemenlerin politikasının ezilenler üstündeki korkunç etkileri, özellikle kölelik, zorunlu çalıştırma, linç hukuku, cezaevlerinin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması ve abd'de çoğunlukla etnik azınlıklara mensup insanlar çarptırıldığından ırkçılık sorunundan bağımsız ele alınamayacak idam cezası mumia'nın en çok üstünde durduğu konular.

tecritte tıkırdattığı daktilosuyla, bu meselelerin insanların bilincinden kaybolmaması için uğraşıyor - seslerini duyurma olanakları ellerinden alınmış mağdurları unutmayalım diye. işte bu nedenden philedelphia inquirer mumia'yı "sessizlerin sesi" ("the voice of the voiceless") ilan etmişti. gazetelerde yayınlanan makalelerinin yanında şimdiye kadar sayısız dile çevrilen altı kitap yazdı. tecriti delmenin, cezaevi duvarlarının ardına seslenmenin tek yolu yazmak mumia için, ve ölene kadar yazmayı sürdüreceğini söylüyor. onlarca yıl tecrite karşın insanlığından ve insanlık için umutlarından vazgeçmemiş. yazı yazmakla uğraşmadığı zamanlarda diğer idam mahkumlarına hukuki konularda yardımcı oluyor, idamına karşı yürüttüğü neredeyse 30 yıllık hukuki mücadele, onu bu konuda da "uzman" yapmış.

1982'de idama mahkum edildiği mahkeme daha çok sonunu en baştan tahmin edebileceğiniz ucuz bir tiyatro oyununu andırıyordu. ne olursa olsun idam edilmeliydi mumia abu-jamal. o yüzden "delil"lerin delilden başka her şeye benzediği bu mahkemede savcılık, jüride sadece beyazların bulunmasına özen göstermişti. (savcı, daha sonraları mesleğe yeni başlamış genç savcılar için verdiği kurslarda, beyaz olmayanları ırkçı görünmeden jüri dışına itme tentiklerini de öğretecekti.) uyduruk ya da bağlamından kopartılmış "delil"lere, mumia'nın suçsuzluğuna işaret eden tanıkların susturulması eşlik ediyordu. ve ırkçılığını gizlemeye dahi gerek görmeyen bir hakim, sanığın anayasal haklarının elinden alınmasını olanaklı kılıyordu. amnesty international, mumia'yı idama mahkum eden mahkemenin "adil bir dava için uluslararası asgari standartlara aykırı" davrandığını açıkladı. ve mumia 1982'den beri davasının yeniden görülmesi için uğraşıyor.

on yıllarca süren hukuki mücadelenin sonrasında, 2009 nisanında abd'deki en yüksek mahkeme olan supreme court, davanın yeniden görülmesi talebini yalnızca iki kelimeyle yanıtladı: "başvuru reddedildi"... kararın hukuki değil, siyasi olduğu o kadar açıktı ki, supreme court, normalin aksine kararı için hukuki bir gerekçe göstermekten kaçındı.

 2010 yılının ocak ayında, yine supreme court, bu defa savcılığın başvurusu üzerine mumia'nın idam cezasının fiili olarak ömürboyu hapis cezasına çevrilmesinin önüne geçecek bir karar aldı: idamın gerçekleştirilmesi adına en önemli olan adımlardan biri atılmalı, philedelphia eyalet mahkemesi tarafından ceza onanmalı ve tarih belirlenmeliydi.

bugün geldiğimiz noktada artık bütün kartlar masaya açılmuş durumda: amerikan devleti, mumia abu-jamal'in 1982 yılında idama mahkum olmasına yol açan suçu işlemediğini biliyor, ancak mumia'yı öldürmeyi "devlet meselesi" haline getirmiş durumda. öte yandan yirmi küsür yıldır mücadele eden mumia'yla dayanışma inisiyatifleri mumia'yı bugüne kadar hayatta tutmayı başardı. bundan sonra da mumia'nın yaşamı, dışarıda verilen siyasi mücadeleye bağlı olacak.

3 yorum:

Burak Kara dedi ki...

1996'da cekilmis "All Power to the People (The Black Panther Party and Beyond)" diye bir belgesel var, bilmem denk gelmis miydin? Oldukca güzel hazirlanmis bir isti.. Nitekim kendi izledigim yetmedi, birkac ay önce bir grup arkadasi bana toplayip onlara da göstermistim.. Neyse.. Diyecegim suydu ki, Mumia Abu-Jamal'le hapisanede yapilmis bir görüsmeden görüntüler de vardi filmde.. Durusu ve kararliligi oldukca etkileyiciydi.. Ilgini cekebilir diye düsündüm.. ;)

outlaw dedi ki...

belgeseli ben de izledim, izlememiş herkese de tavsiye ederim. mumia hakkında hazırlanmış güzel bir belgesel var. adı "in prison my whole life", mumia'nın hapse girdiği gün doğan bir adam çevirmiş. o da güzeldi...

Burak Kara dedi ki...

onu duymamistim bak.. bulmaya calisayim..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...