27 Aralık 2010 Pazartesi
FAŞİSTİM, FAŞİSTSİN, FAŞİST!
türkiye solu son zamanlarda hem düzeyli siyasi tartışma yürütme yeteneğini, hem de engin kelime dağarcığını gözler önüne seriyor. eskiden "oportünist", "revizyonist" falan da pek bir sevilirdi, şimdi artık yalnızca "faşist" moda. faşistler, "liberal faşistler" ve "kemalist-faşistler" (yerine göre "nasyonal sosyalist", yani "nazi" de deniyor tabii.) olarak ikiye ayrılıyor. oysa ne yazık ki siyasi tartışma, karşıdakinin sinirini en çok bozacak terimi bulup avazın çıktığı kadar bağırarak yürütülmüyor. o yapılana olsa olsa kavga denir.
faşist ya da faşizm "kötü"nün eşanlamlısı değildir, siyasi bir terimdir ve belirli bir sisteme işaret eder. iki solcu kavgada birbirlerine "faşist" dediklerinde, ağızlarından çıkanı kulakları "orospu çocuğu" olarak duyar. siyasetsizleştirilmiş, içeriksizleştirilmiştir faşizm kavramı, düşmana yaralayacağı yerden vurmaktır tek dert. (bu hastalığın kökü de çok derindedir: marx'ın kendisi, eleştirinin hedefi düşmana yaralanacağı yerden vurmaktır, der. biz-düşman tanımı proletarya-burjuvazi şeklinde olsa da.)
faşizm, bırakın her "düşman"a karşı nefret kusmakta kullanılacak bir sözcük olmamayı, bütün baskıcı, ırkçı vs. rejimleri tanımlamakta da kullanılamaz. kullanıldığında sözcüğün anlamı belirsizleşir, asıl tanımladığı şeyi artık doğru düzgün tanımlayamaz hale gelir. sözcüklerle, kavramlarla düşünürüz, sözcüklerimiz, kavramlarımız basitleştiğinde düşüncelerimiz de basitleşir. "şey"leri adlandıramadığımızda, "şey"leri düşünemeyiz de.
örneğin liberalizmin eleştirilebilecek, dahası bence eleştirilmesi zorunlu sayısız özelliği vardır. temel kurgusu hatalıdır. ama liberalizm faşizmden bambaşka bir şeydir. ve türkiye solundaki genel alışkanlığın aksine, kemalizm de faşizme eşitlenemez. siyaset biliminde kemalizme cuk diye oturan "otoriter kalkınmacılık" diye bir terim vardır örneğin. ve kemalizmi örneğin almanya'daki nasyonal sosyalizmden ayıran özellikler de bu terimle ortaya konmuş olur. kemalizmi tanımlamakta, akrabalığına ve tarihteki flörtüne rağmen, faşizm sözcüğünü kullanmak, yalnızca siyasi algımızın görece körleşmesine yolaçar. böylece yalnızca ortaklıkları, benzerlikleri vurgular, farkları silip atarsınız.
derdimi daha basit - ve gayrisiyasi - bir örnekle anlatmaya çalışayım: "hepsi üstüne oturmaya yarar, aralarındaki farklar ikincildir" diye, çekyat, koltuk, kanepe, sandalye, tabure gibi kavramları tedavülden kaldırıp "oturgaç" kelimesini hepsinin yerine ikame etmeye kalkarsanız, "kitabı otugaçın üstüne bırak" dediğinizde karşınızdaki ne yapacağını bilemez. "bu gece bende kal, oturgaçta yatarsın" cümlesi de, çekyat yerine taburenin üstünde kıvrılıp yatma çağrısı olarak anlaşılabilir.
mustafa kemal - faşizm, inönü - faşizm, menderes - faşizm, kenan evren - faşizm, özal - faşizm, rte - faşizm... eee, ne anladık bu işten? hani tarihte değişmeyen tek şey değişimin kendisiydi?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
kürtçüler- faşizm
@adsız,
bu yorumları yazıyı okuyup mu yazıyorsunuz, okumadan mı yazıyorsunuz? sormadan edemiyorum...
yine güzel bir konu ve yine yalın,kısa,öz bir anlatım, seni takip etmek ve bunun boşa giden zamana tekabül etmemesi-ele aldığın konuların, okuyucuda bir diğer yeniyi-araştırmayı işaret etmesi burayı hergün ziyaret etme sebebim. Teşekkürler Auto
@babacan,
teşekkür ederim, yazdıklarımın hoşuna gitmesine sevindim...
Eline sağlık. Biz de yapılan (Belki de dünyada da böyledir bazı yerlerde) teoriye pratikle hüküm vermek. Son derece yanlış olan budur. Dediğin sığlığı da bu getiriyor zaten. Nazilik'le, Kemalizm'i aynı kefeye koyuyor adam sonra. Yurt içinde sosyalizm fikri Almanya'da birçok bileşenle birleşip Nazilik olarak vücut bulurken, Rusya'da bambaşka bir şeye deviniyor ve Stalinizm oluyor...
Yorum Gönder