24 Şubat 2010 Çarşamba
DÜŞMANA YARALANACAĞI YERDEN VURMAK
bir insanı sevmeyebilirsiniz, milyonlarca insan bir insanı sevmiyor olabilir. o insan icraatlarıyla, karakteriyle tüm bunları hakediyor da olabilir. ama “düşman”a bel altı vurmak, zaaflarını “düşman”ı harcamanın bir aracı olarak kullanmak ne kadar doğrudur?
kısa boylu olduğu için hayatı boyunca dalga geçilmesine katlanmış bir insanı – diyelim ki hitler olsun – bu özelliğini kullanarak vurmak doğru mudur? hitler örneği belki biraz abartılı kaçmış olabilir, zira hem kendisi tarih tarafından mahkum edilmiş, damgalanmış, kimsenin aklına kısa boyuyla dalga geçmek gelmiyor, çünkü siyasi kimliği nefretimizi açıklamaya yetiyor; hem de milyonlarca insanın katlinden sorumlu olan hitler’e kendisiyle çocukken boyu nedeniyle dalga geçilmiş olabilir diye acımak insana zor geliyor.
ama örnekleri kolaylıkla çoğaltabiliriz... mesela futbol aleminde beşiktaş taraftarının yıldırım demirören’in çirkinliğini anti-demirören kampanyasına alet etmesi. demirören’in neden sevilmediğini anlayabiliyorum, protestolara – özellikle de kongre üyelerinin klübün “gerçek sahibi” olduğu yönündeki açıklamalarından sonra – bin kere hak da veriyorum. ama yıldırım gençliğinde acaba kaç kere başka türlü bir dış görünüşe sahip olmayı dilemiştir ya da bugün aynaya baktığında gördüğünden ne kadar memnundur? bu mudur eleştiri? ya aynı icraatları yapan alain delon görünümlü bir adam olsaydı?
bütün toplumun aşağıladığı, dalga geçtiği bir özelliğin üstüne gitmek etkili bir propaganda yöntemi olabilir. ama hem reklamcılık tekniklerinin içeriğin yerini almasıdır, hem de bir insanın (ya da toplumsal bir grubun) diskrimine edilmesidir.
ne bileyim, ben de aziz yıldırım’ı sevmem, hem de galatasaraylı olduğum için değil, “aziz yıldırımlık” yaptığı için, ama r’leri söyleyememesiyle dalga geçmek en son yapacağım şeydir. bülent ersoy’u milliyetçi-muhafazakar olduğu için, müziğini beğenmediğim için sevmem, eleştiririm; transseksüel olduğu için değil...
Etiketler:
diskriminasyon,
eleştiri,
futbol,
yıldırım demirören
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder