11 Ocak 2011 Salı

LİNÇ EDİLMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ


anneye küfür edilmez. edersen, karşı taraf da ağzını burnunu kırarsa, yine karşı taraf haklıdır. ben büyürken bunu öğrendim. sonuçta asabımı bozan insanların annesine küfrettim. anneleriyle hiçbir alıp veremediğim olmamasına rağmen, insanların en çok buna sinirlendiğini bilerek muhteşem silahımı her fırsatta kullandım: "ananı sikeyim!" oysa çoğunun anneleriyle yalvarsalar dahi yatmazdım. ama herkesin annesi "kutsal"dı. o yüzden annelerini kelimelerimle "siktim"...

sadece anneyle sınırlı kalsa iyi, ama etrafım "kutsal"larla çevriliydi. nereye elimi atsam bir "kutsal"a çarpıyordu. birilerinin dokunulmayacak bir taraflarına değmeden suya sabuna da dokunulmuyordu. "atatürk'ü sevmiyorum" dediğim için ağlayan adam gördüm ben. "peygamber değilim, tabii ki benim de hatalarım, eksiklerim var" dediğim için "peygamber efendimize hakaret etti" diyen faşistlerin linç girişimiyle karşı karşıya kaldım. kürdistan kelimesini kullandığım için vatan haini ilan edildim...

ferzan özpetek hamam'da sevişen adamlar gösterdi filminde diye tellaklar basın açıklaması yaptı: "bizde öyle şey olmaz". ayağında bozuk para sektirdi diye şota'ya türk parasına hakaretten dava açıldı. levent kırca'nın her berbat skeçinde bir meslek grubu ayaklandı. galatasaray'ın yeni yapılan stadında fenerbahçe atkısı açan işçi işten atılırken "oh olsun ibneye" diyen galatasaraylılar eminim ki çoğunluktaydı. hem zaten taraftardan iyi kim bilir "değerlerimiz"e sahip çıkmayı: leeds taraftarlarının, türk bayrağını bir taraflarına sürdükleri iddia edilince "sahada da two, dışarıda da two" olmamış mıydı? hrant dink, "türklüğe" etmediği bir hakaret için önce mahkemelerde süründürüldü, sonra bir faşiste öldürtüldü. en son da "padişah sevişir mi lan" diyenlerin tepkisine tanık oldu türkiye.

dokunulmaz değerlerle çevrili dört bir yan... dokunan yanıyor. dokunulmaz değerler, "kutsal"lar özgürlüğü ve yaşamı boğuyor.

bütün "kutsal"ları üst üste dizip, hep beraber - hayır, hiç içimden gelmiyor, ama elden gelen bir şey yok - "sikelim", kurtulalım...

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Il semble que vous soyez un expert dans ce domaine, vos remarques sont tres interessantes, merci.

- Daniel

outlaw dedi ki...

mérci daniel,

je seulement éssai de faire mon mieux... de danielim, ne acayip spam'sın sen öyle, silecektim, silemedim. türkçe bilmiyorsan yazıları niye beğeniyorsun, türkçe biliyorsan mesajın neden fransızca?

ozdmroz dedi ki...

...de Outlaw'ım arada çok kutsalları da koymasan.

outlaw dedi ki...

@ozdmroz,

benim derdim kutsallıkla, insanların kendi "kutsal"larını dokunulmaz ilan etmesiyle, en basit (ve seviyeli) eleştiriyi bile hakaret kabul edip saldırıya geçmesiyle.

herkes kendi seçtiği bir şeylere laf söyletmeyince olmayan tartışma kültürüyle. yoksa senin için değerli olan bir şeyler olması çok doğal, tıpkı benim için de olduğu gibi. ama benim için çok değerli olan bir şeyi eleştirebilirsin. otururuz, tartışırız ve bütün bunlar belirli bir saygı çerçevesinde olduğunda hiçbir sorun olmaz benim açımdan.

küfrüm, değerlere değil, dokunulmaz ilan edilmelerine...

ozdmroz dedi ki...

@outlaw,

Asıl mesele bence beyinlerdeki duvarı yıkamamak, tabiki tatışılabilir bu değerler.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...