23 Ekim 2010 Cumartesi

ARTIK SEVMEYECEĞİM



artık sev(e)miyorum istanbul'u. evime falan dönmedim ben, yabancı bir şehre geldim. ve bu yalnızca monogam ilişkimizin bitmesinin ardından geçen altı yılda onun benden daha fazla değişmiş olmasından değil. artık bir başka gözle bakıyorum istanbul'a. ne içerideyerim, ne de dışarıda.

her istanbullu gibi "tek"ti benim sevgilim. bırakın istanbul kadar sevmeyi, istanbul'la karşılaştırabileceğim bir şehir dahi yoktu. bilmiyor değildim sevgilimin pisliğini. bir "orospu"ya aşık olmaktı benimkisi. gözlerimi yalnızca boğaz'a, adalar'a, anadolu kavağı'na çevirip, varoşlara, banliyö treninde yorgun ve sıkkın bakışlarını birbirlerinden kaçıran insanlara, seyyar satıcılara, fahişelere, torbacılara ve yankesicilere yumacak kadar kör olmadım hiç. ama sevdim, istanbul bir "orospu"ydu ve ben o "orospu"yu gerçekten sevdim.
ama artık bitti. artık sevmeyeceğim. yıllar bakışlarımdaki büyüyü bozdu. bunca pisliğin ortasında açan birkaç "bataklık çiçeği" gözlerimi al(a)mayacak artık. ilk defa bu kadar çıplak görebiliyorum istanbul'u. ve insanlarına, insanlarıma yaptıkları için nefret ediyorum artık ondan!


güzelliğinin yitip gitmiş bir geçmişin yalnızca makyajla ayakta tutulan hayali olduğu o kadar açık ki! bir "gerekli şeyler dükkanı" istanbul ve hiçbir şey aslında göründüğü gibi değil! boğaz mı güzel? binlerce insanın denizi bile görmeden sefil yaşamlara mahkum olduğu bir şehirde - içlerinde çalışan yoksulların oturan zenginlerden kat be kat fazla olduğu - yalıların sarmaladığı boğaz mı güzel? milyonlarca insanın kenarında bir bardak su içebilecek paradan bile yoksun olduğu boğaz?

neden istanbul manzarası yalnızca geceleri bu kadar büyüleyici? sakın şehrin o çirkin çehresini görmediğimizden olmasın? peki ya gündüzleri? göremiyor musunuz hala istanbul'un milyonlarca insan için kan, ter ve gözyaşından ibaret olduğunu?


dünyanın kaç şehrinde zenginler bu kadar zengin, yoksullar bu kadar yoksul ve çoktur? dünyanın kaç şehrinde bu kadar açık yaşanır zenginlik de, yoksulluk da? ve dünyanın kaç şehrinde zenginlik zenginlerin başarısı, yoksulluk yoksulların utancıdır yalnızca?

istanbul'u istinye parklar'da, akmerkezler'de, boğaz'daki yalılarında yaşayanlar size onun ne kadar güzel olduğunu anlatıyor. inanacak mısınız? yıllarca sömürüp, posasını işten attıkları yoksulların bindiği otobüslerin ter koktuğunu bilirler, gecekondular yıkılsın isterler - hak, hukuk yerini bulsun diye... evinizi, mahalleniziyse hiç görmemişlerdir. lüks otomobillerinin içinde geçip gitseler bile hayatınızın kıyısından, bilmezler nasıl yaşadığınızı, görmezler istanbul'un gerçek yüzünü. kördür onların gözleri!

bakmazlar, görmezler; çünkü onların istanbul'u güzel, sizinkisi çirkindir. ve size de anlatırlar yedi tepeli şehrin güzelliğini. siz de inanırsınız - tıpkı benim de çeyrek asır inandığım gibi! onların gözü kör, sizinkilerse yalnızca kapalı. açın gözlerinizi, sevmeyin istanbul'u!

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...