14 Ekim 2010 Perşembe

ALMANYA'DA FAŞİZAN EĞİLİMLER



"almanya'da yabancı düşmanlığı ne kadar yaygın?" sosyal demokrat SPD'ye yakın bir vakıf olan "friedrich-ebert-stiftung" bu soruya bir yanıt bulmak amacıyla bir araştırma düzenledi. sonuçlar ne yazık ki - ve beklendiği üzere - oldukça olumsuz: almanlar'ın yüzde 34'ü yabancıların "vermeden almak" için almanya'ya geldiğini düşünüyor. ve doğu almanlar'ın yüzde 75'inden fazlası müslümanların ibadet olanaklarının sınırlandırılmasından yana.

araştırmayı yöneten bilim adamları, "aşırı sağcılığı" altı değişik temel momente ayırarak toplumun bu akıma yatkınlığını incelemişler: sağcı bir diktatörlüğü arzulamak, şovenizm, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, sosyal darwinizm ve nasyonal sosyalizmi övme (ya da insanlığa karşı işlediği suçları görmezden gelme).

araştırmanın sonuçları, bu altı momentten toplumda en yaygın olanların yabancı düşmanlığı, şovenizm ve antisemitizm olduğunu gösteriyor. doğu almanya'da her üç, batı almanya'daysa her dört alman'dan biri yabancı düşmanı düşünceleri benimserken; "yabancılar yalnızca sosyal devleti sömürmek için almanya'ya geliyor" diyenlerin oranı doğuda yüzde 47,6, batıda yüzde 30,8, ki bu da almanya genelinde yüzde 34,3'lük bir orana tekabül ediyor.

"friedrich-ebert-stiftung"un düzenlediği araştırma bunun yanında faşizan eğilimlerin - yaygın önyargıların aksine - doğu almanya'ya özgü olmadığını bir kez daha gösteriyor. örneğin antisemitizm ya da şovenizm batı almanya'da doğudakine oranla daha çok taraftar buluyor. araştırmayı yönetenlerden oliver decker de bu fenomene dikkat çekiyor: "araştırmanın sonuçları aşırı sağcı fikirlerin doğu almanya'ya özgü bir fenomen olmadığını, toplumun merkezinde de olmak üzere her kesimde, her yaş grubunda yaygın olduğunu açıkça ortaya koyuyor."

"almanya'nın şimdi ihtiyacı olan bütün halkı temsil eden tek bir güçlü parti" cümlesinin arkasında duranların oranı yüzde 23,6 (batıda % 22,6, doğuda % 27,4). ki bu fikrin yaygınlığının artmasındaki en önemli etkenlerden biri, insanların bir yandan - haklı olarak - politikacıların kendilerini seçen insanların (ya da nüfusun genelinin) gereksinimlerine ve arzularına göre davranmadığını düşünmesi, diğer yandansa kaderlerinin iplerini ellerine alma konusunda "isteksiz" olmaları.

araştırma - daha önce de değindiğim gibi - islamofobinin artma eğiliminde olduğunu da doğruluyor: örneğin "araplar'dan rahatsız oluyorum" diyenlerin oranı yüzde 55'ken, "müslümanların ibadet özgürlükleri ciddi oranda kısıtlanmalı" diyenler almanya çapında yüzde 58,4'e ulaşmış durumda (doğuda % 75,7, batıda % 53,9).

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Almanca'dan bire bir ceviri olmus.

"doğu almanya'da her üçüncü batı almanya'daysa her dördüncü alman" degil, "... her üc Almandan biri,... her dört Almandan biri" olmaliydi.

outlaw dedi ki...

sağol adsız, düzeltiyorum... ifadenin almanca'dan dümdüz çeviri olmasından çok benim o kelimeleri türkçe'de yanyana dizip hiç de rahatsızlık hissetmemek korkutucu... iyice alman olacağız bu gidişle...

Adsız dedi ki...

"...benim o kelimeleri türkçe'de yanyana dizip hiç de rahatsızlık hissetmemem korkutucu..." olacak dogrusu.
Madem Türkce'yi unutmamak icin yaziyorsun bu blogu söyleyeyim dedim.

Ayrica adsiz degilim, adim var.
Evren Tonguç desen yeter ;-)

outlaw dedi ki...

iyi bakalim, yardim yabanci yerden gelmemis demek... ben eskiden hata yapmazdim, sen de beni düzeltmezdin; hayat iste, ne oldum dememeli, ne olacagim demeli... :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...