24 Mart 2011 Perşembe

YETER ARTIK!


"yetmez ama evet"çiler'e;

türkiye'de son dönemde karşılaştığımız bütün olumsuz gelişmelerin sorumlusu "yetmez ama evet"çiler mi? hayır, tabii ki değil. ama zaten hiçkimse, bildiğim kadarıyla en embesil kemalistler bile aksini iddia etmiyor. böyle bir suçlama olduğunu öne süren tek kesim siz kendinizsiniz. "yetmez ama evet" dediğiniz referandumdan sonra size sorulan bambaşka bir soru(ydu): siz "türkiye demokratikleşiyor", daha doğrusu "akp türkiye'yi demokratikleştiriyor" dedikten sonra "hala mı aynı fikirdesiniz?" diye sormak - yaşanan bazı olaylardan sonra - içimizde size dair kalmış son inanç kırıntılarının yardım çığlığıydı. hoş, samimi bir cevap vermek de sizin boynunuzun borcuydu, ama siz yine de sorulmamış soruların hayaletine karşı savaşmayı tercih ettiniz. (tartış(ma)manın şanındandır!)

herkes kendi yaptıklarından sorumludur. (insanların sistematik olarak embesilleştirildiği bir dünyada ne yazık ki böyle basit bir "kural"ı yalın bir biçimde ortaya koyup, insanların tekil olaylara basit bir mantık işlemi sonucu yansıtabileceğini düşünmek beyhude bir beklenti. dolayısıyla "kendim çalıp kendim oynayacağım", kendi sözümün yorumunu yine kendim yapacağım.) akp'nin yaptığından akp sorumludur, "yetmez ama evet"çilerin yaptığından "yetmez ama evet"çiler. akp'nin yaptıklarının hesabını akp'yle görürüz, peki siz kendi yaptıklarınızın sorumluluğunu üslenecek misiniz? yoksa yine kaçak güreşerek varolmayan öznelerin hiç dillendirilmemiş sorularına mı meydan okuyacaksınız? sorum son derece basit: hala mı akp'nin türkiye'yi demokratikleştirdiğini düşünüyorsunuz? referandum sürecinde "türkiye demokratikleşecek", "kenan evren yargılanacak" vs. şiarlarla akp'ye verdiğiniz destekten hala mı pişman değilsiniz?

bu soruları (ve daha nicelerini) geçiştirmek hiç de zor değil: bana (ve benzer sorularla karşınıza dikilen herkese) "ulusalcı" dersiniz, "darbeci" ve hatta "faşist". ama sorun benim ulusalcı, darbeci ya da faşist olmadığımı bilmemde değil; bunu sizin de bal gibi bilmenizde. türkiye gibi "faşist" vb. hakaretlerin "anaya küfür" işlevinde enflasyoner kullanıldığı bir ortamda dahi en son "faşist" damgası vurulacak insanlara böylesi küfretmenin bedeli ağırdır. (ve bu bir tehdit değil, bana ve benzerlerime küfretmenin bedeli kemiklerdeki değil, vicdandaki bir sızı olacaktır ki, o sızıyı da hissedemeyecek kadar köreldiyse vicdanınız, ödeyebileceğiniz en ağır bedeli zaten çoktan ödemişsiniz demektir.)

yalan yalanı doğurur. bazı olayları ve durumları tahlil etmek için sınıfsal ilişkilere vs. girip çıkmaya fazla gerek yok. günlük hayatın basit kuralları kendi başına ciltlerce kitaptan çok daha fazlasını anlatabilir. bir yalan söylersiniz, kurtarmak için bir tane daha ve bir tane daha. çırpındıkça batarsınız. yalanların gerçeklerin yerini aldığı bir hayal dünyası yaratırsınız, neresinden tutsanız elinizde kalır. bu ben 13 yaşında anneme okulu kırdığımı ve sınavlardan kırık aldığımı söylemediğimde de böyleydi, siz referandumdan kürt açılımına akp'nin binbir politikasına omuz vermek için gerçekleri işinize geldiği gibi eğip büktüğünüzde de böyle. bakın bugün yalçın küçük(tür ama mide bulandırır)'ten tsk'nın kodamanlarına, kurtuluşçular'dan devrimci karargah'a (ve dolayısıyla dk'a askeri eğitim veren pkk'ye), aydınlıkçılar'dan ahmet şık'a kadar uzanan "ergenekon"un akp'ye karşı komplo düzenlediğini savunacak noktaya geldiniz. kendi dediğinize kendiniz bile inan(a)mıyorsunuz artık. (ya da inanıyorunuz, ki hangisi daha vahim, ben de bilmiyorum...)

ve sözüne kendinden başka, belki de kendi de dahil kimsenin inanmadığı bir çevreye dönüşmek, özeleştiri yapmak yerine dışarıdan gelen her tür eleştiriye küfürle cevap vermenin, bir yalanı ayakta tutmak için on yalan söylemenin bedeli olacaktır.

ama son bir ihtimal daha var: "biz yanlış yaptık" deyin, "süreci yanlış yorumladık" ya da ne bileyim "içkimize ilaç atmışlar, kendimizde değildik"... varın dönün bu yoldan - pisliğe daha da derin batmadan, siz bataklıktan çıkmak istedikten sonra uzanan el nasıl olsa olur...

4 yorum:

TribunselSevda dedi ki...

Aksine haksızlıklarını kabul etmek zor gelecek ki 'yetmez ama evet' kararlarında ısrar ederek iyice boka batıyorlar.

stalker dedi ki...

ben kendimden şüphelenmeye başlamıştım, bunlara fazla mı kızıyorum ulan acaba diye. sen daha beter dellenmişsin :)

bu tayfanın yaptıklarına körlük, öküzlük filan demeyi bıraktım. bunlar harbiden alçak adamlar. ahmet şık ve nedim şener konularındaki karından konuşmalar, amalar, olabilirler vs. de kanıtıdır.

ozdmroz dedi ki...

Neye dayanarak hangi maddeye dayanarak "yetmez ama evet" dediler anlamıyorum. Arkadaş bir kanun veya yasa tasarısı yetmiyorsa,isteği karşılamıyorsa "hayır"dır. "Biz şimdi evet diyelim de sonra nasıl olsa düzelir" bu mantığı ise asla anlamadım. tam bir asalak düşüncesi.

Ne dediler referandumdan önce, "Kenan evren yargılanacak" ne oldu referandumdan sonra "maaşına zam yapıldı" :).

ulrike dedi ki...

"ozdmroz" kardeşim yazıdan bağımsız, ibretlik yorum olmuş ahahahha.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...