12 Şubat 2011 Cumartesi
BİR CİNAYET GİRİŞİMİ - İKİNCİ RAUND
nazilerin, berzan'a saldırısından, 17 yaşındaki antifaşistin günlerce bilinci kapalı komada kaldıktan sonra ölümden döndüğünden daha önce bahsetmiştim. (okumayanlar için: burada) saldırının üstünden aylar geçti, berzan'ın sağlık durumu neredeyse eskisine döndü. ve olayın üstünden birkaç gün geçtikten sonra - çember daralmaya başlayıp yakalanacağını anlayınca - teslim olan, çoğunluğu antifaşistlere yapılan saldırılardan oluşan kabarık sabıka dosyası nedeniyle yaşadığım bölgede, frankonya'da, tanınan bir nazi olan peter rausch halen tutuklu. önümüzdeki günlerde olayın mahkemesi görülecek.
saldırının ardından otonomlardan "ılımlı antifaşistler"e kadar uzanan çeşitli siyasi çevrelerden insanların kurduğu "solikomitee gegen rechts" ("sağa karşı dayanışma komitesi") 17 şubat'ta birincisi yapılacak olan duruşmalarda nazilerin izleyici olarak yer alamaması için mahkeme salonunu doldurmaya çağırdı. tarihin bir cilvesi sonucu rausch, iki dünya savaşı sonrası nazilerin yargılandığı ünlü "nürnberg mahkemeleri"nin yapıldığı 600 numaralı salonda yargılanacak.
polis, daha önce benzer mahkemelerde nazilerin içeri girebilmesi için elinden geleni yapmış; bavyara robocopları ("usk"), faşistlerin kurbanlarını ve yakınlarını tehdit etme ve sindirme özgürlüğünü garanti altına almak için fiziksel müdahalede bulunmaktan çekinmemişti. ancak bu kez işleri her zamankinden zor olacak, zira birçok insan tarihin tekerrür etmemesi için 600 numaralı salonda buluşacak.
gerek mahkemelerin, gerekse polisin faşist saldırıların üstünü örtme tavrının uzun bir geleneği var. geçtiğimiz nisan ayında yaşanan ve berzan'ın şans eseri ölümden kurtulduğu olayın sonrasında da polis, hem saldırganın bir nazi, hem de kurbanın göçmen olduğunu kamuoyundan gizlemek için elinden geleni yapmıştı. binlerce insanın katıldığı eylemler karşısında suskunluğunu korumayı başaramayan polis yetkilileri, uzunca bir süre faşist şiddet yerine "karşıt görüşlü gençlerin çatışması"ndan bahsetmeyi seçtiler. (tanıdık geliyor değil mi?)
yukarıda da belirttiğim gibi saldırgan peter rausch, antifaşistlere karşı gerçekleştirdiği çok sayıda saldırı dolayısıyla sabıkalı, ancak şimdiye kadar aldığı cezalar mahkemelerin faşistler söz konusu olduğunda ne kadar ılımlı olduğunu kanıtlar nitelikte. buna karşın otonomlar arasında duvara tebeşirle slogan yazmaktan dahi para ve hapis cezalarına çarptırılanlar mevcut.
kendi kendini "insan hakları şehri" ilan eden nürnberg belediyesi, ünlü "nürnberg mahkemeleri"nin yapıldığı 600 numaralı mahkeme salonunda birkaç ay önce uluslararası konukların da katılımıyla nazilerin işlediği insanlık suçlarına ve "nürnberg mahkemeleri"ne dair bir sergi açmış ve açılışta şehrin nazi geçmişiyle hesaplaşılacağı ve 1945 öncesi nazilerin kalesi olmaktan doğan tarihsel sorumluluktan kaçılmayacağı mesajını vermişti.
politikacıların ve bürokratların sözlerinin en gerçek ifadesini "atmak" fiilinde bulduğunun ve vaatlerinin boş olduğunun bilincinde, nazilere ve faşistlerin her türlüsüne propaganda serbestisi tanımama görevini nürnbergliler kendi ellerine alıyor. bu nedenle nürnbergli antifaşistler, 17 şubat'ta başlayan mahkemeyi, polisin, savcılığın ikiyüzlü tutumlarının ve sanığın benzer davalarda sayısız defalar hafif cezalarla yırtmasının ışığında takip edecek ki, faşist saldırganlar kamuoyunun algısı dışında korunup kollanamasın ve kurbanlarını ve yakınlarını tehdit etme, sindirme şansını elde edemesinler.
antifaşizm; devlete, mahkemelerine, polisine bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir! kuzuyu kurda emanet etmek, bu durumda yapılabilecek en aptalca şeydir.
faşizm bir düşünce değil, insanlık suçudur!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder