25 Temmuz 2010 Pazar

GECEYE ÖVGÜ


aşklarımın yarısını çöpe attım. bütün arkadaşlıklarımın bir bacağı aksadı benim. benjamin button'ın tuhaf hikayesi nasıl button'ın diğer insanlarla kurduğu ilişkilerin yıllar karşısındaki çaresizliğini anlatıyorsa, benim tuhaf hikayem de ilişkilerimin saatlere yenilmesi üstünedir.

aynı evde yaşadığım sevgililerimle bile "aynı yastıkta kocadığım" süre iki-üç saati aşmaz hiç. çünkü ben siz kalkarken yatağa girerim. ve ben kalktığımda günlük işlerinizi çoktan kolaylamışsınızdır.

geç kalkmam tembellikten değil, çoğunuzdan az uyurum. ama geç yatmam tembelliktendir. geceler benimdir, yalnızca benim. çalışmam, başkalarının gözünde boş şeylerle ilgilenirim.

zorunluluk, disiplin, çalışkanlık en iyi gün ışığında saklanır. geceleri kimse hesap sormaz benden, hesap soracaklar uyur. ben uyumam.

sokaklar benimdir geceleri, sadece benim. istediğim her şeyi yaparım. ama "hesap soranlar" bilir bunu, ondandır gece devriyelerinin agresifliği.

geç kalkıp fırına gittiğimde yeni uyandığımı gizlerim elimden geldiğince - dumanlı kafasını çaktırmak istemeyen esrarkeşler gibi. ve bilirim, tepkiler sabah kalkıp işe gitmemiş olmama değil, geceleri yaptıklarımın bilinmezliğinedir.

bütün önemli toplantılar gündüzleri yapılır, bütün ciddi kararlar gündüzleri alınır. oysa gün ışığında algının yüzeyine sürtünerek hırpalanan cümleler, geceleri derine dalar. ve keyfidirler, kimse zorunluluktan günün ilk ışıklarına kadar konuşmaz birbiriyle. o yüzdendir gece sohbetlerinin güzelliği.

one-night-stand olur, ama one-day-stand olmaz. hem sonra komşular ne der?

gün ışırken ilan-ı aşk etmem, birkaç kadeh atmadan dilimin çözülmezliğinden, utangaçlığımdan değil, geceleri daha bir aşık olmamdandır.

en güzel sevişme, en güzel eylem ve - hatta iddia ediyorum - en güzel yemek karanlıkta hayatınıza girendir.

abel paz'ın ispanyol anarşistlerine "gecenin çocukları" demesi, geceleri eylem yapmalarından değil, gecenin ruhunu taşımalarındandır benim gözümde.

geceleri karanlıktır. ve karanlıkta her şey mümkündür.

8 yorum:

Trevanian dedi ki...

Eline sağlık. Bana Kaldırımlar'ı anımsattı bu satırlar.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;

Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!

Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;

Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Hedonist28m dedi ki...

Abi ben de yaz aksamlarini seviyorum. Havanin rengi ve sicakligi optimum oluyor. Bir de su kenarindaysan. allaaaah!
Ben de yaz aksami insaniyim o zaman.

Gand dedi ki...

"geceleri karanlıktır ve karanlıkta her şey mümkündür..."

belki de geceleri bedenlerimizden dışarı çıkıyoruzdur. sadece düşünce oluyoruzdur.

gözlerim yaşardı okurken desem...

outlaw dedi ki...

"gözlerim yaşardı okurken desem..."

ödeşmiş oluruz o zaman...

Kieran dedi ki...

çok güzel...

okuduktan sonra aklıma geldi, gündüz vassaf'ın da buna benzer,geceyi anlatan bir deneme mi desem, makale mi desem, yazısı vardı.

Porco Rosso dedi ki...

gündüz vassaf geldi aklıma. cehenneme övgüsünü buna benzer bir gece betimlemesiyle açmıştı. o güzel. bu da güzel .

o yazı burada.

http://www.astropress.org/index.php?q=node/227

"Gün ışığı bir tuzaktır. Işık bizi kör eder. Ama geceleri, gözlerimiz fal taşı gibi açılır. Geceleri, tüm öteki duyularımız da daha duyarlıdır, çünkü düzen güçleri o saatlerde makinelerini kapatmış olurlar. Gece olunca sessizliği dinler, karanlığa nüfuz eder, hem bedenlerimizin hem de hayal gücümüzün dizginlerini koyveririz."

stalker dedi ki...

burayı tıkladıkça okuyorum bu yazıyı. adam durruti'yi hatırlamış tabii. nasıl okumayayım.

Adsız dedi ki...

bana asagidakini hatirlatti:

Insanlar gunahlarini unutmak icin uyurlar. Her gun bir az daha fazla uyurlar. Insanlar bir gun kesfedecekler uykunun onemsizligini. Tanri uyumaz. hucreler uyumaz, mikroplar da uyumaz.

ps: blogunu lucarelli (koala)tavsiye etmisti.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...