22 Temmuz 2011 Cuma

DEVLETİM BEN, ÖLDÜRÜRÜM


20-22 temmuz 2001 tarihlerinde italya'nın cenova şehri, dünya ekonomisinin yönünü belirleme görevini ve hakkını kendine vermiş sekiz büyük kapitalist devletin toplantısına sahne oluyordu. ancak, "dünyanın efendileri" yanlız değildi. cenova sosyal forumu'nun çağrısına dünyanın dört bir yanından sayısız insan kulak vermiş, g-8 devletlerinin emperyalist politikalarına ve kapitalizme "artık yeter!" demek için şehrin sokaklarını doldurmuştu. g-8 zirvesi ile eylemlerin başladığı o uğursuz 20 temmuz günü, 23 yaşındaki antikapitalist eylemci carlo giuliani, 20 yaşındaki carabiniere mario placanica'nın kafasına nişan alarak ateşlediği tüfekten çıkan bir kurşunla hayatını yitirdi.

mario placanica, daha sonra mahkemede verdiği ifadede carlo'yu öldürmek niyetinde olmadığını, korkup telaşa kapıldığını ve uyarı amaçlı havaya iki el ateş ettiğini söyleyecekti. 5 mayıs 2003 günü mahkeme, placanica'nın suçsuz olduğuna karar verdi. italyan devleti tarafından 20 yaşındaki carabiniere'yi beraat ettirmekle görevlendirilen hakim elena daloiso; placanica'nın "uyarı ateşi" açmasının meşru müdafaa olduğunu, tüfekten çıkan kurşunlardan birinin atılan bir taştan sekerek carlo giuliani'ye isabet ettiğini söyleyerek kararını açıkladı.

beraat etmesinin üstünden iki yıl geçtikten sonra placanica, sağlık sorunları nedeniyle(!) işten çıkarılacaktı. carlo'nun ailesi olayın peşini bırakmak istemiyordu. 2009 ağustos'unda, avrupa insan hakları mahkemesi, "meşru müdafaa" kararını onadığını açıkladı.

carlo'nun ölümü de, devlet terörünün öldürdüğü birçok örneğin yanında yerini alarak, hafızamıza kazındı. italyan devleti - devlet olmasının gereğini yaparak - öldürdü. ve avrupa insan hakları mahkemesi de, insan haklarının kimler ve hangi durumlar için geçerli olmadığını ortaya koydu. avrupa birliği, insan hakları ve demokrasi masalını sosyalizm adına pazarlayanların suratındaki sırıtıştaysa hala bir değişikliğe rastlanmadı...

unutmamalı ki, "fareli köyün kavalcısı"nın başrolünde asla kavalcı olmadı...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

otobüs yakmayı, banka camlarını kırmayı, esnaf taşlamayı demokratik bir tepki olarak görenlerin, bunları yapanları dövmek için sopayı keseri kapıp sokağa çıkanlara ırkçı deme hakları yoktur

outlaw dedi ki...

yazıda otobüs yakmakla, esnaf camı taşlamakla ilgili falan bir şey gördün mü? ama bak benden sana bir dürüst bir açıklama: okuduğunuzu anlamayacak kadar salak olduğunuz için değil, kürt düşmanı olduğunuz için ırkçı diyouruz senin gibilere...

Adsız dedi ki...

Sizler de, bu sistemin kurbani, kölesi iken, nasil bu kadar basinizi kuma gömebiliyorsunuz? " Otobüs yakmak, banka cami kirmak, esnaf taslamak demokratik bir tepki " olarak adlandirabiliyorsan, bunlarin karsiligini insan canina mal olarak mi görüyorsunuz? Bu kadar kör ve köreltici olmayin, bu sadece kürt düsmanligi degil ayni zamanda insan düsmanligidir. Bu konuda, bu yoruma " irkcilik " kelimesi bile az kalir..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...