26 Mayıs 2011 Perşembe

"YENİ"Yİ EZBERLEMEK


"ezber bozmak"... geçtiğimiz seçim döneminde "solun ortak adayı" baskın oran'ın (ki ortak adaylığı gerçekten de tırnak içinde kalmıştı) akılda kalan tek sözüydü. seçim çalışmalarının siyasi propaganda değil, reklamcılık teknikleriyle yapıldığı günümüzde, siyasetin içeriğine dair müdahaleler de ciddi tartışmalar değil, akılda kalıcı ve kısa, kısacası vurucu sloganlar üstünden yapıldığından "ezber bozmak" baskın oran "marka"sının potansiyel tüketicisine kollarını açarken fısıldadığı (reklam kadar sahici) sevgi sözcükleriydi.

baskın oran'la beraber "ezber bozmak" solun ve liberallerin önemli bir kısmının diline dolandı. iyi bir çocuk olursanız "ezber bozanlar"ı belki siz de birgün görebilirsiniz. (şirinler'i komünist olduğunu sanma hastalığının tedavisini bulana nobel vereceklermiş...) ve beklenen oldu; "biz"e yabancı olanların gözlerinin faltaşı gibi açılmasına yolaçacak bir fenomen, ne eksen hıyar filizlenen siyaset tarlamızda yetişti: "moron"larımızın nurtopu gibi bir oksimoronu oldu. "ezber bozma"yı ezberlediler.

hoş, "ezber bozma" söylemi, türkiye solunda baskın oran'ın icadı değil, aynı söylemden ödp de yıllarca ekmek yemiş, baskın oran seçmenine (sınıfsal ve kültürel açıdan) benzer bir kitleyle buluşmuştu. ama şimdi o kadar gerilere gidip dünya tarihinin kendi doğumuyla, solunkininse solcu olduğu günle başladığını sanan bir güruhun kafasını karıştırmayalım.

"ezberleyen" bir insan eleştirel düşünemez. kendi(ne ait olduğunu sandığı, aslında başkalarından ödünç aldığı) düşüncelerini de yalnızca bozuk plak gibi tekrarlayacağından gerçekten (ve içten) tartışamaz. işin kötüsü düşünmek yerine ezberlediği "düşünce"lerine - gözünün kenarıyla olsun - eleştirel bir bakış atamayacağından haksız olma olasılığına yer yoktur beyninde. "biraz haklı, biraz haksız" olacak kadar mesafe kazanamaz ödünç aldığı "düşünce"lere karşı, dolayısıyla dönüşmeyi bilmez. yeni bir söylem daha iyi bir ambalajla karşısına çıkıp da savrulana kadar aynı kalır.

ezberlemek, muhafazakarlığın alamet-i farikasıdır. ve muhafazakarlık - "biz"de kimse kendine konduramasa da - sağcı ya da solcu olmakla doğrudan alakalı değildir. muhafazakarlık, bu anlamıyla içerikten çok yöntemle alakalıdır. ilacı, ezberlediğini değil, ezberlemeyi unutmaktır. "yeni", her zaman "eski"den iyidir diye bir şey yoktur. "yeni"yi ezberlediğinizde o da "eski" olacaktır en nihayetinde. hem hoca çalışmadığınız yerden sorarsa, "eski"yi "yeni" sanarsınız, yüzlerce yıllık düşünceleri "ezber bozan yenilik" diye çok kakalarlar, bakakalırsınız...

1 yorum:

Burak Kara dedi ki...

"
ve beklenen oldu; "biz"e yabancı olanların gözlerinin faltaşı gibi açılmasına yolaçacak bir fenomen, ne eksen hıyar filizlenen siyaset tarlamızda yetişti: "moron"larımızın nurtopu gibi bir oksimoronu oldu. "ezber bozma"yı ezberlediler.
"

Mükemmel! Söyleyecek hicbir seyim yok bunun üzerine.. :D

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...