5 Ağustos 2011 Cuma

ARAP BAHARI'NDAN İSRAİL YAZI'NA

tel aviv

israil'de, birçok insanın mısır'da mübarek'in ve tunus'ta ben ali'nin devrilmesine yol açan arap baharı'na benzettiği bir protesto hareketi ortaya çıktı. neoliberal ekonomi politikalarına, sürekli artan yiyecek fiyatları ve kiralara gösterilen tepki, yahudi ve müslüman-arap israilliler'i birleştiriyor gibi görünüyor. almanya'da yayımlanan günlük sol gazete junge welt, bu hareketin bir parçası olan üniversite öğrencisi matan kaminer ile tel aviv’de bir röportaj yapmış. ilginç bulduğum için paylaşıyorum:



mart ayında israil başbakanı benjamin netanyahu, ortadoğu'daki diğer ülkelerin aksine israil'de protestolar yaşanmayacağını söylemişti. ancak geçtiğimiz cumartesi günü 150 bin kişi sokağa çıktı. bu hareketin sebepleri nedir?

beklenmedik bir biçimde patlak verdi. bir hafta öncesinde göstericilere büyük bir toplumsal eylem dalgasının mümkün olduğundan bahsetseniz, size gülerlerdi. geriye bakacak olursak, orta sınıf genç kuşağın gelecek umutlarının yok olması durumu tetikledi diyebiliriz. insanlar, sorunlarının kişisel başarısızlıklarından değil de sistemden kaynaklandığını birdenbire fark etti.

eylem dalgası, tel aviv'deki rothschild caddesi'nde (madrid'in puerta del sol meydanı veya kahire'nin tahrir meydanı'ndakiler gibi) bir protesto kampı ile başladı. israil'deki genç eylemciler, kendilerini uluslararası bir hareketin parçası olarak mı görüyor?


herkes kahire’den bahsediyor. rothschild caddesi'ndeki protesto kampında asılı bir afişte, "tahrir meydanı'nın rothschild köşesi" yazılı. gerçi biz daha çok madrid'dekilere benzer deneyimler yaşadık. tel aviv'deki kampın önde gelen organizatörlerinden biri, son birkaç ayını ispanya meydanlarında geçiren aya suschan. bir arap ülkesinden edindiğin protesto ve devrim fikirlerini İsrail’e adapte etmek hiç kolay değil. arap ülkelerindeki insanlarla dayanışmak, bu hareketin en önemli öğesi.

hafta başında sendika federasyonu histadrut'un başkanı over eini, amaçları hükümeti devirmek olduğu sürece eylemleri desteklemeyeceklerini açıkladı. yine de birçok eylemci; "mübarek, esad, netanyahu" diye bağırıyor. hükümet devrilmeli mi?

insanlar siyasi olmaktan korktuğu için bu soru hareketi bölüyor. çünkü burada bu soruyu yanıtlamak, israil-filistin sorununda taraf olmak demek.

gösterilerden birinde "yerleşim değil ev yapın" yazan bir döviz vardı. filistin'deki işgalin protestolarda rolü var gibi görünüyor.


filistinli eylemciler, taleplerin bedelini filistinliler'in ödeyeceği şekilde, örneğin topraklara el konularak yerine getirilmesinden çekindiğini ifade etti. yahudi israilliler, batı şeria'nın sömürgeleştirilmesine katılırsa ev sorunu da çözülür. sağcı hükümet, seve seve yeni yerleşimler inşa eder. hükümetin isyanı bastırmak için komşu ülkelerden biriyle savaşa girmesinden korkanlar var. böyle bir olasılık yok değil. suriye devlet başkanı esad, bibi netanyahu ile bu oyunu oynamayı çok ister. bir facebook grubu; "bir askeri operasyon olsa bile gösterileri sürdüreceğiz" sloganıyla bir gün içerisinde beş yüzden fazla üye topladı. bu, harekete savaş karşıtı bir dinamik kazandırabilir; ama çoğunluk, şimdiye dek filistin sorunundan bilinçli olarak uzak durdu. bu tavır, gün geçtikce sürdürülemez hatta tehlikeli bir hâl alıyor. batı şeria'daki yerleşimcileri temsil eden yehsa komisyonu'nun başkanı, salı günü rothschild kampı'nı ziyaret etti ve sıcak karşılandı. başlangıçta eylemleri anarşist işi olarak gösterip mahkum etmeye çalışan sağcılar, halkın büyük destek verdiği bu harekete içeriden müdahale etmeyi arzular hale geldi.

anti-siyonist sol gösterilerde nasıl bir rol oynuyor?


örgütçülük açısından bir rol oynadığı yok. fakat radikal sol; çoğu yerde müdahalede bulunarak, yoksul işçilerin ve filistinli azınlığın taleplerini harekete mal etmeye ve demokratik yapılar oluşturmaya çalışıyor. şu anda her şey mümkün. birçok şeyi değiştirebiliriz. israil'de bir kuşaktır yaşanan en heyecan verici hareket.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...