5 Kasım 2010 Cuma

5 KASIM'I HATIRLAYIN



v: good evening, london. allow me first to apologize for this interruption. ı do, like many of you, appreciate the comforts of every day routine- the security of the familiar, the tranquility of repetition. ı enjoy them as much as any bloke. but in the spirit of commemoration, thereby those important events of the past usually associated with someone's death or the end of some awful bloody struggle, a celebration of a nice holiday, ı thought we could mark this november the 5th, a day that is sadly no longer remembered, by taking some time out of our daily lives to sit down and have a little chat. there are of course those who do not want us to speak. ı suspect even now, orders are being shouted into telephones, and men with guns will soon be on their way. why? because while the truncheon may be used in lieu of conversation, words will always retain their power. words offer the means to meaning, and for those who will listen, the enunciation of truth. and the truth is, there is something terribly wrong with this country, isn't there? cruelty and injustice, intolerance and oppression. and where once you had the freedom to object, to think and speak as you saw fit, you now have censors and systems of surveillance coercing your conformity and soliciting your submission. how did this happen? who's to blame? well certainly there are those more responsible than others, and they will be held accountable, but again truth be told, if you're looking for the guilty, you need only look into a mirror. ı know why you did it. ı know you were afraid. who wouldn't be? war, terror, disease. there were a myriad of problems which conspired to corrupt your reason and rob you of your common sense. fear got the best of you, and in your panic you turned to the now high chancellor, adam sutler. he promised you order, he promised you peace, and all he demanded in return was your silent, obedient consent. last night ı sought to end that silence. last night ı destroyed the old bailey, to remind this country of what it has forgotten. more than four hundred years ago a great citizen wished to embed the fifth of november forever in our memory. his hope was to remind the world that fairness, justice, and freedom are more than words, they are perspectives. so if you've seen nothing, if the crimes of this government remain unknown to you then ı would suggest you allow the fifth of november to pass unmarked. but if you see what ı see, if you feel as ı feel, and if you would seek as ı seek, then ı ask you to stand beside me one year from tonight, outside the gates of parliament, and together we shall give them a fifth of november that shall never, ever be forgot.

yayınlayan: gand

7 yorum:

bora dedi ki...

5 Kasım'a dair şunu okumuş muydun? http://bumacevdeizlenir.blogspot.com/2010/11/guy-fawkes-ve-5-kasm.html

Gand dedi ki...

bu yazıyı hayır ama Guy Fawkes'un hikayesini ve Birleşik Krallık'ta 5 Kasım'ın nasıl kutlandığını evet.

outlaw dedi ki...

ben şimdi okudum verdiğin linkdeki yazıyı... ne yalan söyleyeyim, "remember, remember the fifth of november"ın guy fawkes'ın amacını lanetleyen bir şiirin giriş dizeleri olduğunu bilmiyordum. bir başka bilmediğim şeyse insanların "v for vendetta"yı neden bu kadar övdükleri... (bu da gand'a taş atarmış gibi oldu ama...)

bora dedi ki...

Benim de konu hakkında çok derin bir bilgim yoktu. Çok araştırma fırsatım da olmadı açıkcası. 5 Kasım'ı hatırla diye başlayan cümleleri okuduğumda aklıma Vendetta ve filmdeki yaptıkları gelirdi. Farklı argümanlar var konu hakkında. Ben filmi biraz eleştiren taraftayım açıkcası. Devrimi sadece bu film ile hatırlayanları gazının dakikalar sonra geçtiğini, insanları bir lider beklemeye ittiğini falan düşünmüştüm izleyince. Ama tabi 5 Kasım'da film ile ilgili bir şeyler paylaşanlarda da bir art niyet olduğunu düşünmüyorum tabii. Ne için kutlanırsa kutlansın, Fawkes'in hikayesi bilinsin ya da bilinmesin paylaşan arkadaşların ne demek istediklerini bildiğim için bir şey demiyorum hiç bir yazılana. Ama filme çok da hoşgörüyle baktığım söylenemez. Hele ki asıl hatırlamamız gerekenleri unutuyorken her 5 Kasım'da V for Vendeta görmek üzüyor beni biraz. Yani benim için bu holllywood yapımı film kötünün iyisi konumunda

Gand dedi ki...

Demek istediklerinizi anladığımı sanıyorum.

Ama bir noktaya değinmeden edemeyeceğim:

V for Vendetta'yı Wachowski'lerin yapımı olarak algılayıp yalnız filmde anlatılanlar üzerinden konuşmaya kalkarsak tam da işaret ettiğiniz noktalarda takılır kalırız.

Oysa V for Vendetta filmi, Alan Moore tarafından yazılıp David LLoyd tarafından çizilen çizgi romandan bir uyarlamadır.

Filmi de çizgi romanı da ayrı ayrı seviyor olmakla birlikte, filmde oldukça basitleştirilerek verilen bir çok mesajın alt yapısını ancak çizgi romanı okuduğumda anladığım için herkese de aynısını tavsiye edeceğim...

Amma ve lakin anarşizmin teorisini iyi bilen bir kişiye çizgi roman da pek yeni bir şey katmaz. Öyle bir beklentiyle okumayınız :) Hatta şöyle de iddialı bir ifade kullanacağım: çocuklar ve yeni yetme siyaset meraklılarına çizgilerle anarşizm'e giriş :)))

"Remember, remember the fifth of november" dizeleri ise V karakterinin edebi dilinin basit bir yansıması, güzel bir ironiden başka bir şey değil. Filmde yansıtıldığının aksine, Alan Moore V'yi deha, üstün yetenekli ama kesinlikle DELİ bir süper kahraman olarak tasarlamıştır. Şekspir'den, Goethe'den alıntı yaparak gündelik konuşma yapan ama diğer yandan toplum düzenini yıkma görevini tamamladıktan sonra intihar edecek kadar kayıp bir karakter...

V'yi övenler adına genel geçer bir beyanatta bulunamam. Kendi yorumum ise Alan Moore gibi sağlam bir adamın popüler kültürü kullanarak ne de güzel bir aktivizm içine girdiği olur.

Alan Moore oldukça iddialı ve net bir siyasi tavır ortaya koyarken, Wachowski'ler filmde V'yi toplumun anlayabileceği, saygı duyabileceği bir kişiliğe büründürmüş ve yalnız korku toplumunu anlatmakla yetinmişler.

V'nin karizmatik lider beklentisini canlandırması iddiasına da katılamayacağım. Zira, popülistleştirilmiş diline rağmen filmde bile V'nin tüm eylemleri yalnız kitleleri ayaklandırmak için. Kendi başına yaptığı hemen hiçbir eylem düzeni yıkmaya yönelik değil. Filmin her saniyesinde de gerek konuşmalarla gerekse sembollerle (domino taşları) bu fikir, altı çizile çizile vurgulanıyor:

"Because this world...the world that I'm a part of and that I helped shape, will end tonight.
And tomorrow, a different world will begin...
that different people will shape,
and this choice belongs to them."

V, Alan Moore çizgiromanları arasında tavrı en net olandır. Ancak Alan Moore'un dehasının izlerini, daha az politik sayılabilecek Watchmen, From Hell vb.de görmekteyiz...

V'yi önemli bir sembol haline getiren dinamiklerden ilk aklıma gelenler bunlar. Yetmediyse "V Danışma Hattı: +904442233"

outlaw dedi ki...

danışma hattını aradım, kimse bakmıyor telefona :-)

Gand dedi ki...

ben niye cevap vericem diye uğraşmışım ki :)

hayat zaten size cevap verecekmiş :)

http://www.birgun.net/worlds_index.php?news_code=1292330291&year=2010&month=12&day=14

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...